Ocak 10, 2011

Her yol,, 'yeniden' gibi biraz da..

"Şimdi annecim ben sıkıldım, yolum geldi, işte öyle çıkayım bi, uzun olsun, işte hani Mezapotamya'yı 3 aydan fazla görmeyince özlüyor insan.. Sorma annecim gerçekten bilmiyorum, kaç gün nerede kalırım, hatta nereye giderim onu bile bilmiyorum. Ama son durak Mardin olacak bak, o kesin :) Damakta en son orası tat bıraksın öyle döneyim. Mezapotamya açar kucağını ya, iyi gelir işte.. Annecim, özetle; gidiyorum ben; merak etmeyesin.."


Her yoldan önce oluyor içeride sıkıntılı, ikircikli bir hissiyat; hem gitmenin heyecanı hem de gidilen yerden dönememe, dönünce bıraktıklarını eksik bulma korkusu.. Ama gidiyor yine de insan..

Çok arandı ise iyi olmanın yolu ve yaşla geldi ise mezapotamyanın kucaklamasının huzuru; gidiyor insan..

Ve her yol; biraz daha 'yeniden'le döşeniyor.. Yeniden büyük gülmek, yeniden huzurla dolmak, yeniden umut etmek, yeniden barışın geleceğine inanmak, yeniden aşık olabilme cesaretini kendinde görmek, yeniden doğmuş olmak!

Ve tüm bunların hepsi sarı topraklarda bekliyorsa seni; özgürlük mezapotamyanın uçsuz bucaksızlığında ise; gidilir..

İlk kez bu kadar münferit olacak,, ama gidilen yerlerde dostlar olacak.. Gönülleri yüzlerine yansımış dostlar..

Şarap olacak, rakı olacak; hem koyun yoğurdu bile :) Çaybahçesi olacak, nargilesi, tütünü; dedesi, ninesi, güzel gözlü çocukları, köyleri, kahvehaneleri..

Ahmet Telli şöyle der;
"Büyük aşklar yolculuklarla başlar
Ve serüvenciler düşer bu yollara ancak"

(Hatta tamamını okumak için TIKlayalım..)

3 kuruşluk mutluluk gibi,..

O halde "Hayde gidelum.."

Hiç yorum yok: