Kasım 28, 2007

asLInda vakit az..

Yol uzun..
Vakit kaybettik çok..
Kar da yağdı.. Basmalı umarsızca ve karın sesini duymalı..
Yaşayarak büyümeli.. oysa biz büyürken yaşamaya çalışıyoruz..
Yine makina elde, yüzükler olmadan asla ve sevgili küpeler..
Kulaklık olabilir, ne çalar; belki Ortaçgil belki Mercan Dede..
Çanta yine kocamanlardan, ne varsa içine doldurmalık tam..
Saçlar.. Her zamanki gibi dağınık..
Makyaj yine emanet gibi duruyor yüzde, hiç olmasın o halde..
Gözler kısık, ama hedef yok.. Bakınıyor öylesine..
gaLata'ya doğru yine yoL,.
Yörük Çıkmazı'na illaki uğramalı, çok zaman oldu..
paslı makas/yeni filiz..
asLInda çok basit..
basitin en zor olduğu günlerde..
Temize çekmeli bir bir..
...

Kasım 27, 2007

kar var!


ilk kar ankara'ya.. istanbul'a ne zaman yağar acaba.. ilk karında istanbul'un orada olmak ister insan.. sıcakcık hissetmek.. sahlep kokusu.. battaniyenin altında ve açık pencerenin yamacında.. annemin sesi gelir mutfaktan, anne anne kokar evin içi.. diğer yandan 'baLım'sı olmak, olabilmek, sevilmek ama 'o' taraflı sevilmek.. bilmem ki, var bir makas ama paslı, çıkmak ister her şeye rağmen yeni filizler..

kış resmen geldi, hadi bakalım ;)

Kasım 21, 2007

Gün’E’eş


Hapis… Tutuklu… Tutuk…

Işık yok. Gökyüzü yok. Gün yok. Güneş yok. ‘Gün’e ‘eş’ de yok.

Soğuk var. Gözyaşı var. Demir var. Parmaklık var. Zincir var. Koğuş var. Gardiyan var.

Çocuk var. Artık umut da var… (12.08.2007 – 05.02)


-------------

İki kadın gözbebekleri titreyerek baktı birbirine. Benzerdi içlerinden geçen.. Aynıydı dualar.. Çaresiz tutsaklıklar, yollar 'bir'di..

Soğuktu çok, ama umutlar sıcak..

Güneş gibi ısıtabilmek, ışık verebilmek günlerine eş olabilmek için, onların en güzel ışık ve eş olduğunu hep akılda tutarak.. Gün'E'eş...