Ağustos 30, 2008

“Mezarlığa doğru uzayan patikada, tozlu devedikenlerinin arasında yürüyordum. Tepeden tırnağa tere batmış ve yorgundum. Gözlerim, tanıdık bir şeyler arıyordu; ama hiçbir şey eski yerinde değildi: ne küçük, şirin evleri süsleyen bahçeler ne iri yaprakların arasında mor salkımları saklayan üzüm bağları ne avlulardaki salıncaklar ne de sokaklarda çınlayan çocuk sesleri… Hiçbir şey bildiğim yerinde değildi; Deli Zekiye’nin geçtiği yere yapışan yoksulluk kokusu bile.”


Remziye Arslan

Ağustos 21, 2008

"Her veda bir hüzün içerir."

vs

"Her yeni başlangıç geleceğe ilişkin umutlar içerir."

Ağustos 20, 2008

Bahçede otururken yaşlı olmaya gıpta etmiş birden, hani der ya doktorlar dinlenin biraz doğayla başbaşa kalın - o hesap.

Kimse gelmemiş henüz, kuşlar ve kedilerle oturan bir kadın, ama resmi tamamlamak için ya yaşlı olmak gerek ya da diğer gençlerin de artık gelmesi gerek.

Ağustos 19, 2008

Çocuk.Peçete.

Çocuk. Yürümüş.
Hızlı adımlar. Ses duymuş ardında.
Oysa sadece arkadaşlarını görmek için geç kalmıştı.
Evdeki arayıp bir paket peçete almasını istemişti.
Ayakkabısının bağcığı çözülmüştü.
Eğilip bağlayacağı bir köşe bulamadı.
İki dolmuşa daha bindi, bağcıkları kendinden geçmişçesine.
Yürüdü, hızla.
Pa-ra-yı-dol-muş-şö-fö-rü-ne-u-zat-ti.
Yolculardan biri bağcığına bastı.
Hem kızdı, hem utandı.
İndi karşıya geçmeden bir paket peçete aldı.
50 yenikuruş.
Yemek yedi. Meğer unutmuş.

Kuytum vardı, pusu kurmak için...

Pusu kurardım eskiden, kaçıp saklanmak istediğimde de en çok görünmek istediğim zamanlarda da kurardım pusumu bir kuytuya,

Düşünürdüm, büyürdüm biraz daha, orada ağlar, orada gülerdim; ama benimdi pusu.

Şimdi; farkettim. Kaybetmişim pusumu, unutmuşum varlığını, ne işe yaradığını ya da pusuma misafirler alıp çok güvenmişim, izin vermişim yıkmalarına. En acısı da pusumu başkalarına söylemeleri, oysaki gizli yerimizdi orası; buyur etmiştim, söz vermişti 2imiz arasında kalacağına.

Artık kuytular zaptedildi, pusu kuran kalmadı.

Hayat böyle bir şeymiş!

Hayat:

Kimi sevdiğin ve kimi nicittiğindir.
Kendin için neler hissettiğindir.
Güven, mutluluk ve şevkattir.
Arkadaşlarına destek olmak ve nefretin yerine sevgiyi koymaktır.
Hayat kıskançlığı yenmek, önemsemeyi öğrenmek ve güven geliştirmektir.
Ne dediğin ve ne demek istediğindir.
İnsanların sahip oldukları değil kendilerini olduğu gibi görmektir.
Her şeyden önemlisi, hayatı, başkalarının hayatını olumlu yönde etkilemek için kullanmaı seçmektir.
İşte hayat bu seçimden ibarettir!

(Can Yücel)