Ocak 31, 2009

Geç..Git..Gel..Git

Geçiyor gidiyor. Geçiyor gidiyor. Geçiyor gidiyor. Geliyor gidiyor. Geliyor gidiyor.

Yoğurmak gerek bazen, harmanlayıp büyütmek.. Hamken pişirmek, yoğurmak..

(20.10.2008 - 00:10 - Samsun.Ank yolu)

Deli Yanım;..

Hayatlarmış yaşanan, küçük küçük bir çok oyun; kah bulutlarda, kah bir ağacın dalında..

Ben hiç çıkmadım ki ağacın dalına; yoksa ben miyim elmayı ilk vuran?!

(13.10.2008 - 03:15 - Muğla.Ank yolu | Göçmüş Kediler Bahçesi arka sayfasına karalamaca)

Ocak 30, 2009

Uyan!


Bugün yine uyandım, etrafıma bakındım.

Aynı yerdeyim yine, hiç değişmeden,,.

Ocak 29, 2009

Merak(ın) yok!. Merakı olmalı bir insanın evvela; kedi ya da değil..

Gitmek..


Gideceğim.. Kocaman kağıtlarımı, kalemliğimi alıp kocaman çantamla çıkacağım yola..

Kulağımda müzik değil, sesler olacak.. Uğuldayacak!.

Ben;

hava olsam
duymasalar, görmeseler..
Deymesem, dokunmasam;
sarsam,..

Ölsem!.

Ocak 23, 2009

Persepolis'ten..

"ecoute! je n'aime pas faire la morale, mais je vais te donner un conseil qui te servira à jamais. dans la vie tu rencontreras beaucoup de cons. s'ils te blessent, dis-toi que c'est la bêtise qui les pousse à te faire du mal. ca t'évitera de répondre à leur méchanceté. car il n'y a rien de pire au monde que l'amertume et la vengeance. reste toujours digne et intègre à toi-même ! "

... yani diyor ki:
"dinle! ahlak dersi vermeyi sevmem, ama sana her zaman yardımcı olacak bir öğüt vereceğim. hayatta karşına pek çok aptal çıkacak. eğer seni incitirlerse, kendi kendine onları kötülük yapmaya itenin aptallıkları olduğunu söyle. böylece onların kötülüklerine cevap vermekten kurtulabilirsin. çünkü dünyada hınç ve intikamdan daha kötü bir şey yoktur. kendine karşı daima dürüst ol!"

Ocak 22, 2009

"Oyuna katılıyor musunuz?" dedi.
Suya boyanmış.
Delik karardı, kapandı.

Şahmeranın Bacakları

Şahmeranı bilir misin? Gizemlidir hikayesi, gerçek ya da yalandır, ama vardır ve o gizemi de biraz daha çeker insanı kendine.

Gizemlerle dolu oluşu kadar, bir gerçek de vardır ki; işte o da şahmeranın bizm bildiğimiz bacaklara benzer bacakları olmayışıdır. Varlığı bile bu kadar muamme olan şahmeranın, bacaklarının olmayışı bir o kadar kesinlik taşır. Ve sen; sen de olsan olsan şahmeranın bacakları olursun aslına bakarsan. Ben ne kadar 'hava'ysam sen de bir o kadar şahmeranın bacaklarısın. Bir kavram olarak varsın: "Şahmeranın bacakları", ama gerçekten yoksun. Zaman zaman aklıma düşüyorsun, düşünüyorum seni ama bakınca görmüyor; en başından beri yanımdasın ama yoksun aslında.

Evet evet.. En iyi bu tanımlıyor seni. Havayım ya ben, sen de iyisi mi şahmeranın bacakları ol.

(2006'nın ikinci yarısından kalan, unutulmuş bir yazı)

****

Komikmiş insanın 2.5 yıl önce yazdığı bir yazıyı okuması :)

Ocak 10, 2009

Midemde ağrı var..

Herşey bir anda yıkılmıştı. 15 gün içinde alt üst, ters yüz, gideni kalanı..

'Yeniden' sözünü kullanırken defalarca düşünmeme sebep olacak bir yeniden geldi sonra.. Ama herşeyde, bir insanın hayat dinamikleri ne ise hepsinde topyekün, çünkü hepsinde bir alt-üst vardı.

Zaman geçti, zaman ilaç olacaktı(mış).
Hem neler oluyormuş dünyada, daha ne kötü şeyler.. Bu da benim dünyam, benim yaşım, benim dönemim..
Daha büyük felaketler mi olsaydı da yıpranmayı öyle haketseydim.
Bir nebze oldu.

Gidenlerden gelen oldu(iyi ki!). Alt-üst olanlar için çabalamaktan vazgeçilip yeni şeyler kondu, edinildi. Ya da dahil olundu.

Şimdi yeniler bulundu, yapılacaklar sıralandı. 2008'in ikinci yarısından bambaşka bir 2009'un ilk yarısı geliyor. (Reklam sloganı gibi oldu (: )

Yine yorucu, bir anda birçok şeyin belirsiz olması, hepsi için bir şeyler düşünmek, plan delisi bir insanın plan yapması için beklemek zorunda olması.

Hayallerimi özledim ben anne..

Hep şükrettim, ediyorum, ederim..

Ocak 09, 2009

22

Bu seferki farklı oldu..

Yaşımdan önce büyüdüm gibi..

Bugün çok şımardım, gerçek ya da değil bir sürü iyi dilek duydum..

Hepimiz için..

Hepi börtlek asLI!

Ocak 06, 2009

3tük, 4e düştük..

Farkettim şimdi;

16 Aralık için bir şey yaz-a-mamışım!

Durmuş, hissizleşmişim sanki.
Artık 3 kişi değil 'aile'.

Son bir fotoğraf var artık o günden tek hatıra, 25 yıldan tek hatıra..

Ocak 05, 2009

Eski Maraş'ta Bir Gün..


Maraş hevesi, elbet Maraş'ı görme isteğinden doğmadı sadece. Çok b'aşk'a bir sebep :)

Ama gitmişken yola düşmek, yeni şeyler görmek de gerekti.

Bakırcılar Çarşısı.. Yalnızca bir Y harfinden de ibaret olsa tüm konuşlanışı; içindekilerin güzelliği, özelliği yetiyordu orayı devasa yapmaya..

Birkaç merdiven tırmanınca Taş Han'a gidiliyordu: Yemeniciler, sepetçiler..

Merak geldi sonra.. Taş Han'ı da tırmanarak terkedince nereye gidiliyordu?

Eski Maraş.. Başka bir dünya.. Ekmekçiler Mahallesi.. Mümkün!

Nice ev, nice hayat, nice hikaye.. 2 katı geçmeyen ama evveliyatı kat be kat önceye dayanan evler..

Kapılar.. Kimler geçti o kapılardan?! Ardından neler yaşandı kim bilir, kaç hayat?! Kaç çocuk yaşlandı.. Kaç gelin, anne olup bebeğiyle girdi o kapıdan.. Kaç doğum kaç ölüm gördü..

Ne güzelmiş 'Eski Maraş'.. Ne güzelmiş yaşanmışlıklar..

Ne güzel iki telefonun gördüklerini resmetme heyecanı.. Ne güzel 'AŞK'..