Mayıs 24, 2009

Neresi sıla bize, neresi gurbet!

Yazları köy çocuğuyduk biz. Her gün annemizi özlerdik; büyükbabamızla sokak sokak gezmeyi, kahvehanede oturmayı severdik. Ananemiz ıspanak pişirirdi ya da semizotu bahçeden yeni toplanmışından. Dut vardı, dut olmaz şehirlerde; dalından koptuğu an yenmelidir ya hemen ondan. Her eylül dönüşünde "Büyükbaba, anane! Beni köyden biriyle evlendirin" diye ağlardık. Römork üzerinde tarlaya gitmek, tarlada düşmek ve günlerce oturamamak, köpek kovalamak ya da köpek tarafından kovalanmak, kedilere uzaktan miyav demek, ineklerin kokusundan kaçmak ama umarsızca sütünden içmek, komşu teyzenin eriklerini de göz dikmek, açık dondurmacının dondurmasına bayılmak..

'Belli bir eğlence çıkarabilme kişilerine göre'ydi oralar, gitmiyorum 4 yıldır. Özlüyorum çok, burnumda tütüyor çocukluğum, ben!

Mayıs 11, 2009

Final Jury

Beni Urfa'dan alıkoyan; 4 günü mü, sabrımı, tüm sevecenliğimi alan küpler!
Yarın da jury, ama çıkışta ağlamayacağım da sinirlenmeyeceğim de,,. :/


**Geç gelen edit:(15 Mayıs) Bu küplerden A- alıp finalde çığır açan ben:)

Mayıs 10, 2009

Gitmeler..

Gitmene az kaldı ya,.

Belli etmesem de, ne kadar dünyevi işlere bu kadar boğulsak da (fuar, maketler..) farkındayım, yaklaşıyor vakit..

Geldiğimiz günü hiç unutmadım, dün gibi.. Her taşınmamız, her bir dönemin başlangıcı, her yerden tecrit oluşumuz, bilkentin dışında bir yermiş gibi derdimiz, sevincimiz, sırrımız..

Odamız.. Sen oda arkadaşından çok öteydin, ne çok zaman olmuş birbirimiz bileli..(6 yıl, 7 yıl?) Hep diyoruz ya, aylar yıllar görüşmesek de, bir gün gelip görüştüğümüzde aynı yerden başlayabileceğiz. Dost değilsin, arkadaş değilsin,, aile gibi,.

Gidiyorsun ya,, ben bile bilmiyorum ne kadar daha burdayım, ilk yenilgimi kabul ettiğimde de sen vardın yanımda.. Gitmeye karar verdiğimde de, isyan etmemek için direndiğimdei güldüğümüzde, ağladığımızda, delirdiğimizde..

İlk hafta, galiba 2.gün, çimlerde, ağacın gölgesinde konuştuklarımız 4 yıl boyunca hiç gitmedi kulaklarımdan, belki de o yüzden kaldım ve uzunca bir süre kalacağım. Gitme demek geliyor içimde, ama ben gidiyormuşum gibi mutluyum, gururluyum da sinsice:) Bir defa bile isyan etmeden, sabırla, adım adım ilerleyişine hayranım..

Bugün dedin ya, bu odayı seviyorum diye.. Günlerdir kaçtığım şeyden kaçamadım o an, çok yaklaştı, ne yaparım, kime anlatırım bilmiyorum inan, düşünmekten korkuyorum.. Unutmaktan, yabancı olmaktan.. Ne kadar alışmışım seninle yaşamaya.. Bir daha galiba olmaz böylesi, belki arada bir gece, bazen bir yemek, nargile.. Seni artık bornozunla, pijamanla, uyurken görmek gibi değil pek:)

Neyseki şehrimiz bir, Cihangir var, delicesini gezmek var yine gelecekte..

Yıllar önce tahmin etmezdim seni ağlarken göreceğimi, seni dinleyeceğimi, aşkını, inancını, dirayetini,, hep hatırlattın bana şükretmeyi varlığınla, en uzaklaştım dediğim zamanlarda bile aklıma getirdi senin seccaden kalbimdekileri..

Anneme bile anlatmadım belki bu kadar içimde olanı, kimseye, kimselere,,. Aşkları hep sen gördün, bildin,. 4 yıl, dile kolay.. Ne çok sır sakla sen de :)

Ölmek istediğimi de sana söyledim, sövmek istediğimi de..

Çok az kaldı, yaklaştıkça vakit, içimdeki daha bir büyüyor, ağırlaşıyor.

İlk gün gibi, geldiğimiz gün gibi uğurlayayım seni.. Telaşla, heyecanla..

Vardın iyiki, hep de olacaksın, bugüne kadar gelip gidenleri çok gördüm ya, hiç bu kadar emin olmadım birinin bu denli kalacak olmasından..

(O gün gelene kadar, eşyalarını toplayıp da seni uğurlama anı gelene kadar konuşmayalım bu konuyu hiç,.. Oku, o güne kadar deme bir şeycik, olur mu?)

En İyi Arkadaşı Özlersek,,.


Mayıs 05, 2009

Giz Şehri'nden Dönüş;..

Reyhanlı.. Bir dahakine.. Biraz buruk, epey hatta,.

İncecik çizgide olmakmış yaşamak.. Ölmekten korkmak değil de, arbededen şok olmak.. Patt,..

Giz Şehri! Dördüncü Gün;..

Ne kadar çok köy varmış Antakya'da..Ne kadar çok gül..

Ne kadar çocuk, hepsi gülen,..

(Tamamı yine defterde, uzunca..)











Giz Şehri! Dördüncü Güne Doğru;..

Ben sadece Reyhanlı'ya gitmek istemiştim!

Giz Şehri! Üçüncü Gün;..

Bir sürü cami, kilise, havra..

Sokak, ev..

Güneş, sıcak, gözlük..

"Ekip" arkadaşınla tanışmaca, gezmek, yemek, fotoğraf..

Hepimiz Bir'iz'..

Mozaik, küçücük gözlerler, minik ellerle..

Yine uzun.. Tamamı defterde.. Yazacağım..

(3 Mayıs)

Mayıs 03, 2009

Giz Şehri! Üçüncü Güne Doğru;..

Künefe çok geldi..

Göt, İstanbul yaramamış, bozmuş..

Anlatmam..

Yarın yine yürüme, yol var ya çok..

Yine sosyoloji okuyasım var, ama şimdi akıl hocam da yırtık :)

Kilisede namaz kılacağım,.

Bir hediye mi almalı bilemedim..Defne sabunu..

Giz Şehri! İkinci Gün;..

Çok dolu..

Rüya gibi..

Ağladım bile..

Sürpriz.. Anlatasım geldi..

İç rahat..

Reyhanlı'ya az kaldı!

Künefe:) Düğün Salonu:) Kadro :)

Ama bugün defterde, deli gibi, çok, uzun.. El yazısı.. Uykum var, yazacağım :)

(2 Mayıs)

Mayıs 01, 2009

Giz Şehri! İkinci güne doğru;..

Bilemedim, olduramadım, yakıştıramadım, söyleyemedim,,.

Yollar dedim, hep var dedim, anlamadı..

Ben hiç üzülmedim, üzülmekten korktum ya üzülürse diye.. Ben hiç konduramadım..

Sadece bir bahçede oturmak, inanmak istedim, belki bir dua sesi olurdu, belki bir kuş sesine karışırdı. Ben kitap okurdum, unuttuğum günleri hatırlardım yeniden..

Sonra,
Ben hiç suçlamadım, gücenmedim, az kalbim kırıldı, sustum, küsemedim. Acıdı çok canım; kırıldı, çok parça oldu.

Bir şehire geldim, yıllar önce gittiğim bir şehirdeki heyecanımı hatırladım. Mardin burnumda tüttü..

Sonra kendi şehrimi özledim, Işıkların Şehri'ni.. Gözlerim ışıl ışıl oldu..

Büyük gözlüklerimi taktım bugün, kilisenin bahçesinde gezerken, havra kapalıymış, gözlüklerimi çıkardım yukarılara baktım. Kuş geçti, kimbilir nereye..

Kardeş Türküler çalıyor; Gudi, Kerwane, Haynirina.. Bugün taktığım gözlüklerim yanımda..

Bilemedim, kızamadım, belki kızsam az da olsa geçerdi, ama şimdi parçam oldu. Kaldı.

Ben üzülmekten çok korktum, her korkumun bir bir gerçekleşmesine üzüldüm..

Etme, gel.. Dinle bak neyden, neler söylüyor.

Emanet gibi..

Değişeceğini bile bile beklemek ve izlemek.. Peki ya tablodaki bu kutu neden boş! Boş işte. Niyetimiz yokmuş,.

İçime bir his peyda oldu. Gitmedi, bu şehri gördüm. Reyhani'ye nasıl kaçarım diye sordum, anlattılar. Gitsem dedim. Kendi kendime. Git dedim, durma!

Yoksa?!

Davul sesi çınlıyor kulağımda ya epeydir, uyurken kulaklık kalıyor kulağımda ya da bilgisayar açık kalıyor. Kerwane,,. Ahenkle vuruyor davul, yüreğime..

Gözlerime baktım, az kıstım.. Daha güzel oluyor kısınca, biliyorum; ama ilk duyduğumda da sonuncuda da şaşırmış gibi yapmıştım. Kıstım, aynaya baktım. Saçlarımı güzel kesmiş kuaför bu kez..

Hızmama güldüm,. Hız-ma-ka-dı-nın-bir-ya-ra-sı-na-denk-ge-lir-miş! Hızmamı çok sevdim.

Giz Şehri! Ne çok sakladı kendini, sakladıkça kendine çekti, içine içine aldı.

Zaman benden ayrı gitmekte, yetişsem bir, yetişmesem ..

******
yok.
keşke olsan, yok olmasan.. söylesem de sana yazmasam..
burası,,. bir aptal oldum.. ilk defa içime ağladım, çok zormuş böyle ağlamak..
haritasız yol bulmayı öğrettiler, kaçasım geldi..
(bok böceğinden..)

Giz Şehri! İlk gün;..

Kiliseler, camiler, havralar, kahvehaneler, gizli bahçeler..

Reyhanlı: 30 km uzakta!


..Hem mayıs da geldi bugün!

(1Mayıs)