“Var git halin nedir? Ben olayım derken sen olmuşum” Dünden beri dinlediğim, gitgide içimde işleyen şarkısın sadece iki dizesi okuduğunuz. Şarkı bütünüyle güzel gerçekten, kısa olmasına rağmen dinleyince insanı düşüncelere sokan, efkara boğup ‘içmeyen’ insanı da bir iki kadehe sevkeden türden. Bu kadar saplanmak birkaç dizeye, bir gün içimde hatta.farketmeden bilinçaltında beslediklerini açığa vuruyorsun belki de. Peki bu dizedekileri bu kadar saplanmak.. Doğru mu, yanlış mı? – Karşıyım buna, yok doğru ya da yanlış; belki kişiye bağlı görecelik kazanan iyi ya da kötü kavramları dolanabilir ağızlarda. İyi değil… Ben olmaya çalışırken, bunun için uğraşıp çaba sarfederken; “20’me geldim heyyt uleyn” derken, tam “BEN” olurken “SEN” olmak. Neyin kaybıdır bu ya da kazandığın nedir? “SEN”i kazanırken içselliğinde, belki de kaybettiğin koca bir “BEN”dir. Ne zaman kabullenir insan “BEN”i bırakmayı, mutlu olur o an “SEN” olmakla. Ne zaman mı? – Artık “SEN”in olmadığını gerçekten anladığında; kafana bir balyoz yermişçesine sarsar önceleri, sonra uyuşursun. Uyuşma ilk belirtidir ve en masumudur; fakat uyuşma yerini yavaşça acıya bırakır, kana akmaktadır zaten; uyuşma da geçince ancak o zaman anlarsın akan kanı. Elini bir sürersin acıya, kana bulanırsın hemen; aslında başına götürdüğün elin değil kalbindir! Kalp kana bulandı, “BEN” yerini “SEN” olmaya bıraktı. Her şey tamam ama “BEN” olsaydın da zaten “SEN” olmayacak mıydı? – Olacaktı, en güzel yerde hem de. Kendi benliğinde, her yaşananın her görülenin sana kazandırdığı şükürle; aradığım “BEN” bulundu derken, eksik parçalar hissettiriyor kendini. “SEN”sin diyorsun o eksik yan, belki de en güzel yeri ona ayırıyorsun. “Fasıl-ı Hayat” gibi giriyorsun kırmızılarla “BEN” denen o şeye; sonra da hiç girmemişçesine yokolmaya çalışıyorsun. Sen bunu yaptığını zannederken, sen kendi kendi öğütürken “BEN” seni en derine saklıyor. Ama “BEN” öyle bir yer ayırmış ki sırf senin için, “SEN”den sonra dolmuyor ayrılan yerlerin boşluğu. Ve her şey “BEN” olmadan “SEN” oluyor yavaş yavaş. İradesiz bir “BEN” mi bu? Bir insan benliğinden vazgeçtiğinde ne kadar kalmıştır yaşanacak ömrü. Aslında bu kadar “SEN”in mimarı da”BEN”im, eğer “BEN” biterse “SEN” de olmaz artık, hem de “SEN”den bir tane daha üstelik de asLI varken. “Var git sor halin nedir?” – Artık halini bilmezken, hal hatırın bile esirgendiği bir noktaya gelindiğinde, “SEN” olmak; hem de “BEN”i araken ya da “ SEN”den bir parçayı “BEN”de saklamak. Kötü bile değil düpedüz yanlış bu. “BEN” düşünür “SENéi ancak, eğer “SEN”i seçersem ben olmak için bir saniye “BEN” düşülmeyecek tarafından ya da tarafımdam çünkü “BEN” de “SEN”im artık. Her şeye rağmen bir “BEN” vardır, her şeyi yapan odur; iyiyi iyi, kötüyü kötü; kötüyü iyi, iyiyi kötü yapan. “SEN”se işlemiştir artık “BEN” kadar benliğime. Ne nefret, ne uzak iki tanıdık gibi selam; çıkaramaz “SEN”in tatlı mahurluğunu “BEN”den. Var git arada “halin nedir?” diye bir sor sen de. “BEN” buna da razıdır; üstelik ‘hep’ olmayı isterken ‘hiç’ olduğu halde. “Değer”inden gözler kamaştı. -------- Öyle bir dem ki ruhum Hiç olayım derken meğer hep olmuşum Kelam edip dertleşip nağmelerle Sana da sebep olmuşum (ooff) bu dem ... Var git sor halin nedir? Ben olayım derken meğer sen olmuşum Derdi canım söyleyip gezerken Sana da sebep olmuşum (ooff) bu dem... ---------- |
Şarkı bana bir anlık bunları düşündürdü, hissettirdi ya da; herkes kendine başka bir şey çıkarır normaldir oysaki.
Dipnot:
1.Sözleri bir websitesinden direk ‘kopyala-yapıştır’ yaptım. (ooff) kısmının oluşu dikkatimi çekti, şarkıyı dinlememiş olacakları düşünerek bu efkar dolu demde içten çekilen ooff’u bir nebze hissedin diye yazılmış sanırım.
2.'Ben olayım derken sen olmuşum' yerine 'Hiç olayım derken meğer hep olmuşum' dizesi üzerine kafa yormuş olmak isterdim. Neyse benim fena halde efkarım tuttu, bir iki kadeh limonlu soda içmeye gidiyorum, müsadenizle.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder