Temmuz 30, 2009

Başlar yollar..

Zağfiranborlu / Safranbolu..

Mardin.. / Merdo..

Antakya / Asi Nehri.. Reyhanlı bu kez..

Amed.. Van.. Viran Şehir..

* Yaylalar bu yaz rüya.. Bir başına gidilmezmiş yaylalara..

!Dünya benim memleket!

Temmuz 29, 2009

Susarak..

Ne kadar sıcak hava..

Biten maketler, elden geçen onca çizim kağıdı..
Kağıtlar boyanmasın diye silinen ojelerin kenarlardan sırıtması..

Şimdi ise, yollarda olma zamanı.. Kişi en iyi ne zaman tanıyabiliyor acaba kendini ya da ne zamanlar "kendi" olabiliyor..

Yaz-a-sa-ma'ma halleri var yine.. Işık olmayınca yazılmıyor..

Uzaktan..

Gözlerini kısıp bakma.. Ya da, bak gitsin..

Sonra dur, dinle içinden geliyormuş gibi bu sesi;

***

Ben sana şu kalbimi açayım
Gel sana acılarımı anlatayım

Uzun zaman yalnızlıkta inledi kalbim
Evimin direği yıkıldı yokluğunda
Borçlunum ben senin minnettarınım

Hızır'ın konuğusun sen atlısın
Rüyamda dolaşıyorsun
Gülsün sen bahar gülü kokususun
Başımda döneniyorsun

Ben sana şu bahçemi açayım
Gel sana şarkımı söyleyeyim

Aşkı sensin bütün bu zamanın
Işığım sensin karanlığında dünyanın - Ateşböcekleri gibi
Borçlunum ben senin minnettarınım

Hızır'ın konuğusun sen atlısın
Rüyamda dolaşıyorsun
Gülsün sen bahar gülü kokususun
Başımda döneniyorsun..

Temmuz 13, 2009

3 yıl sonra.. Bir haftasonu: Mardin!

3 yıl olmuş..

Değişmemiş: Taş Şehir!

Bambaşka imiş bugün Taş Şehrin ışıklarına bakan "Küçük Kadın!".. Yürümüş, 3 yıl sonra aynı yere dönmüş..

Temmuz 08, 2009

deal..

Peki şöyle yapalım;

Ben bir pamuk şeker vereyim, siz ışığı nereye sakladınız söyleyin..

Zira, tekerrür olur yoksa..

Temmuz 07, 2009

Son'dan bir önce..

Yoruldum.. Çok yoruldum..

İçimde bir şeyler kayıp gidiyor her gün, bir kez daha bir defa daha..

Yemyeşil yaylalarda saatlerce yürüyüp unutmak istiyorum herşeyi.. Gözlerimi dikip en uzağa, dalıp gitmek.. Hiçbir şey anlatmamak, konuşmamak istiyorum..

Şehrimin yollarını hayal etmek, nefesini hissetmek istiyorum..

Bir gün, bir defa olsun her şeyi dondurup Reyhanlı'da olmak sonra..

Ben çok yoruldum içime haykırmaktan her gün.. Yüzüme bakmaktan kaçıyor, koşuyorum hiç durmadan..

Benim için bir fotoğraf çek, bir uçurtma yap..Ben listemi yaparım..

İçime oturdu.. Durdu..

Küsememeler, gidememeler.. En..

Elim kolum yok oldu..

Son yaklaşıyor..

Temmuz 06, 2009

Kaç kez doğar?

Işık yandı, aydınlandı her yan.. İçi aydınlandı insanın..

Ne çok şehir var.. Rüya Şehir, Masal Şehir, Giz şehri, Işıkların Şehri(nefesi özlenen şehir ve henüz eksik kalan şehir!)

Uçurtma kanadında yaşar gibi bazen; okuduğun bir kitabı yeniden okumak ve konuşması en zor olan kişiyle, kendinle anlaşmaya çalışmak gibi..

Belki nedenli, daha çok da nedensizce paranoyaklaşmak gibi, endişelenmek gibi.. Telaşa dalmak gibi..

Oysaki sakin bir çiftlik evinde tanımışken ateşböceğinin ışığını, şimdi çok hızlı geliyor hayat; ilk gün giyilecek gömlek gibi.. Yağmur yağınca toprağın kokusu güzel gelir bizlere ya da yılda bir kez domatesin sapları tarla kokar bizlere..

Her gün uçurtma uçuran çocuklar var bu topraklarda, gönül koymak nedir bilinmeyen topraklarda.. O yüzden ismi beylik olan ve hayalleri boyu kadar büyük olan çocuklar korkmazlar yılanların yaşadığı kaleye nazır masallar anlatırken..

Dutu dalından yemeğe alışmışken şimdi pazarlarda plastik kap içinde olanları çok sever olduk.. Büyükbabalarımız simidi fırından alıp yerken, artık buzluktan çıkarıp ısıtır yer olmuş..

Gözümüzdeki hüzün hep çocuk olmaya, kendi olmaya özlemden gelirmiş.. O özlem; bok böceği olmakla, eşek sıpası olmakla ya da 'En' olmak ümidiyle hafiflerdi bazı saatler..

Değerli olmak için diğerlerinden başka olmak değildi neden, aslında diğerlerine çok benzer olup bunu etrafındaki çok az kişinin anlıyor olmasındandı başkalık..

Karanlık bir kuytuda anlaşılırdı o sevgiye muhtaç oluş, başkaları içinse bir yatakta..

Bir haber linki üzerine ne kadar geyik yapılabilir ki, ne kadar istersen aslında..

Bir dua ne kadar kalben edilirdi, Allah'a yakın olduğun günleri hatırladığın anda gerçekten o duan kalpten olurdu ve bunu sadece duayı eden anlayabilirdi.

Koyup gitmek yakışmazdı bir defa bile küsememişlere..

Her acımızda bir kez daha biz olurduk, bir adım daha büyürdük..

Bir gece bir dost sohbetinde masallarımıza konu olurdu eskiler, dünler, bugünler, yarınlar, çok uzaklar..

"Bir güneş bir hayata kaç kez doğabilir? Aydınlatır mı karanlıkları yeniden?"

Temmuz 05, 2009

Kısayken güzel oldurulan..

Evet belki kısa, belki yine göçebe ve Işık Şehri'nden biraz uzakta..

Ama;

Antakya, Reyhanlı; Safranbolu, Amasra; Yemyeşil Yaylalar; Sokakta Şenlik; Mardin..

Ben bu yaz sırtımda çantam, aklım uçurtmayla..

En güzeli bu..

"Masalın bittiği yerde yeni bir hayat başlayacak..Her hayat yeni bir masal olacak.."

Temmuz 02, 2009

A-


Bir ben vardır bende,,.

Kişi 'kendi' olmayı arar ömrü boyunca ve hep bir yerlerde başkalaştığıyla şikayetçi olandır..

Cümlelerinde ben'i anlatırken ve bunu hatta -m iyelik ekiyle de belirtirken, sever yine de bir yerlere 'Kendi' sözcüğünü iliştirmeyi..

Zaman zaman kendi kendisiyle konuşur, bu zamanlarda ilerleyen olaylar mıdır yoksa içimiz mi? Yoksa içimizin içinde yer aldığı olaylar mı bizim beraberimizde gelişir..

Bu kendilik hali "Bensiz de döner dünya unutma-m"dan başka bir hadisedir..

"Hamlet'in aynası kelimelerden yapılıyor." MM

Temmuz 01, 2009

Martı..

Keşke martı olsak..

Denize yakın uçarlar ya..

Göklerde uçsak durmadan, en hızlı, özgür..

"Martı olsam simit atar mısın bana Ali?"