Haziran 28, 2006

Eternal Sunshine of The Spotless Mind

Mevzu bahis olan konu uzun zamandır (Shawshank Redemption ve Fight Club’tan sonra) izlediğim en iyi fim Eternal Sunshine of The Spotless Mind (Türkçe’ye Sil Baştan olarak çevrilmiştir)’dır. 2003 yapımı olmasına rağmen 2006’da ancak Türkiye’de gösterime girmiştir. COPE günü sınavdan sonra Pınar’la sinemada izlemeden önce 2 kez daha izlemiştim. Fakat İngilizce olduğundan ve altyazı olmadığından kaçırdığım bazı noktalar olmuş kabul ediyorum :)

Jim Carrey’nin nihayet şaklabanlık yapmadığı, niye bu zamana kadar hep yaptı ki dedirttiği filmde Kate Winslet rengarenk saçlarıyla müthiş bir oyunculuk sergiliyor.

Sahneden sahneye geçiş gibi tek sahne içerisinde farklı mekanlarda olabiliyor karakterler. Yani demek istediğim; biraz karmaşık anlattım çünkü; Joel (Jim Carrey) evin salonundayken bir adım atarak Clementine (Kate Winslet)’nin çalıştığı kütüphaneye gidebiliyor.

Filmi her izlediğimde karman çorman duygularla nihayete eriyorum. İzleyenler anlar, izleyecek olanlar da anlayacaklar. Şöyle düşünelim; sil baştan deyip filmdeki gibi O’na ait yaşananları silip unutmak ; ki O’nla aranızdaki şey hüsranla bitiyorsa makul bir yol olabilir; ama mutlu (F) anları bir bir kaybetmek acıtır insanın canını tahminimce. Ki bir daha belki tanışma olanağınız olmayacak; Sil Baştan’ın yalnızca sil kısmı gerçekleşecek.

E silmedik diyelim, o zaman da mutlu anları hatırlarken hüsrana da razı olacaksınız demektir. Biraz iki ucu b.klu değnek gibi gözüktü bu durum bana:)

Yani kısaca olay şudur: “Sevdiğini aklından silebilirsin, ama ya kalbinden?”

Aşk gerçekse istesen de unutamıyorsun. Mesela Joel’le Clementine birbirini hatırlamadı belki ama bilinçaltı bir şekilde ilk tanıştıkları yerde birleştirdi onları.

İnsan Montauk’a gitmek, Clementine olup Joel’e (aslında O’na) aşık olmak, buzlarda sereserpe yatıp yıldızlara bakmak, eğer doğru olan buysa en az can yakan bu olacaksa her şeyi unutup yeniden başlamak, aynı kapıda yeniden ilk kezcesine buluşmak istiyor :( [anasını satayım yine becerdim kendi kendimi ağlatmayı]

Bir de küçük alıntı yapalım:
clementine : Joel, ben bir konsept değilim. Birçok kişi bir konsept olduğumu ya da onları tamamladığımı ya da hayatlarını kurtaracağımı düşünür ama ben sadece kendi iç huzurunun peşinde olan kafası karışık bir kızım. Bana kendi dertlerini yükleme.
Joel : Bu nutuğu iyi hatırlayacağım.
Clementine : Seni tavladım, değil mi?
Joel : Bütün insanlığı tavlamışsın.
clementine : Muhtemelen.
Joel : Yine de hayatımı kurtaracağını düşünüyorum. bu konuşmaya rağmen.

Filmin ismi de uzunca bir şiirde geçmektedir; bir kısmını yazıyorum, buyrun bakın:

Eloisa to Abelard by
Alexander Pope:

in these deep solitudes and awful cells,

where heav'nly-pensive contemplation dwells,
and ever-musing melancholy reigns;
what means this tumult in a vestal's veins?
why rove my thoughts beyond this last retreat?
why feels my heart its long-forgotten heat?
yet, yet i love! — from abelard it came,
and eloisa yet must kiss the name

(……)

how happy is the blameless vestal's lot!

the world forgetting, by the world forgot.
eternal sunshine of the spotless mind!
each pray'r accepted, and each wish resign'd;
labour and rest, that equal periods keep;
"obedient slumbers that can wake and weep;"
desires compos'd, affections ever ev'n,
tears that delight, and sighs that waft to heav'n.
grace shines around her with serenest beams,
and whisp'ring angels prompt her golden dreams.
for her th' unfading rose of eden blooms,
and wings of seraphs shed divine perfumes,
for her the spouse prepares the bridal ring,
for her white virgins hymeneals sing,
to sounds of heav'nly harps she dies away,
and melts in visions of eternal day.

(……)

Filmin bir de soundtrack albümü var ki muhteşemden başka bir laf harikulade vaziyeti anlatmakta yetersiz kalıyor. Mutlaka dinlenmeli; farzedin ki bu bir tavsiye değil emirdir :)
Özellikle bu emir Beck’ten “Everybody’s Gotta Learn Sometime” için geçerli.

Sözleri de şöyledir:

Change your heart

Look around you
Change your heart
It will astound you
I need your lovin'
Like the sunshine
Everybody's gotta learn sometime

Hakkını vermek gerekir ki başarıyla yazılmış, yönetilmiş ve kurgulanmış. Hala vizyondayken sinemada izleme keyfini kaçırmayın, yok efendim fark etmez ben evimde de izlerim derseniz e bi zahmet alın da izleyin o zaman.

Hiç yorum yok: